WESAR ,WESARE İSLOM U ZAZAYONO
  TÜRKİYE’NİN ETNİK SORUNU ,TRT 6,TRT ZAZA İSTEĞİ , DEVLET MANTIĞI VE ÇÖZÜM YOLLARI
 


TÜRKİYE’NİN ETNİK SORUNU ,TRT 6,TRT ZAZA İSTEĞİ , DEVLET MANTIĞI VE ÇÖZÜM YOLLARI



TRT 6 ‘nın kürt vatandaşların televizyon ihtiyacının karşılanması için açıldığı söylendi.Bunun devletin vatandaşıyla barışması önemli bir adım olduğu açıklandı.Diğer taraftan kürt ırkçısı taraf bunun samimi olmadığını hatta asimilasyon için olduğunu beyan etti.

Zazalar olarak bizler de ülkenin üçüncü büyük etnik topluluğu olarak zaza tv isteğinde bulunduk.Ancak, bu isteğimiz sağır kulaklara çarptı.Zira, devlet yönetim zihniyetinde Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminden itibaren olduğu gibi sadece büyük sorunlar çıkaranların katillerin gasıpların gencecik insanları ölüme ve öldürmeye yollayanların istekleri artık sorun çıkarmamaları için yapılmaya başlanmıştı.Ne acıdır ki bunca acıdan ve felaketlerden sonra bu isteklerin karşılanması fayda vermemişti.Aksine sorunlar daha da büyümüş ve neti cede Osmanlı Devleti yıkılmaktan küçülmekten kurtulacağı yerde daha da küçülmüş ; bu aşamada izin verilen yapılar tamamen kötü niyetliler tarafından işgal edilerek devletin aleyhine kullanılmıştır.Bu tarz olaylar Sırp ve Yunan isyanlarında devam ederken ve her seferinde aynı yanlış devlet mantığı aynı yanlış sonucu vermişken Osmanlı Devleti yöneticileri kendi kendilerini bir diğerinin peşinden uçurumdan aşağı atan koyunlar gibi aynı hatayı yapmaya devam etmişlerdi.Saltanat belirlenmiş ömrünü doldurup gittikten sonra onun yerine geçen Cumhuriyet’in yöneticileri de sözde Osmanlı dan keskin bir kopuş bir yenilenme yaptıklarını ifade etmelerine rağmen bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da olumsuz mirastan ders alıp olumlu mirası sürdürmek yerine sadece olumsuz mirası sürdürmek yolunu tercih ettiler.Bu devrede dünyada yakın komşumuz olan Osmanlı gibi çok uluslu bir imparatorluk olan Rusya’da ise yaşanan devrimden sonra en ufak etnik topluluğa dahi kendini kendi ismiyle ifade etme ve çeşitli haklar sağlamak yoluyla ve bu büyük coğrafyayı tek bir ideoloji etrafında toplayabilerek eski Rus Çarlığı topraklarında bir şekilde aynı devletin sürdüğünü görmekteyiz.Bunun kızıl ordunun acımasız gücüyle sağlandığını zannedenler yanılıyorlar.Bakınız o ülkelerde çıkan Müslüman kökenli komünistler o devlete olan bağlılığı hararetle sürdürmüşlerdir.Hatta bazı konularda diğer Rus kökenli komünistlerden bile ileri gitmişlerdir.

Günümüzün süper güçlerinden olan ABD de çok çeşitli etnik topluluklar var .Hatta Almanya dan fazla Alman ABD de yaşar.Buna rağmen bu çeşitli etnik topluluklar Amerikan Rüyası adı verilen bir ideal etrafında ABD için samimiyetle çalışmaktadırlar.

Bu örnekler çoğaltılabilir.Büyüklüğünü sürdüren devletlerde herkesin kültürel hakları belli bir ölçüde verilmiştir.Siz insanların kültürel haklarını vermekle insanları devletten uzaklaştırmış olmazsınız.Fakat bu hakları araya kan girmeden vermişseniz insanları birleştirecek bir ideal ortaya koyabilmişseniz bu insanlar bir yelpazenin çeşitli parçaları gibi yelpazenin bütün parçaların birlikte hareket etmesi gibi hareket ettirebilirsiniz.

Günümüzde devletin yine aynı Osmanlı nın son zamanlarından kalma hastalıklı devlet mantığını sürdürdüğünü görmekteyiz.Sorun çıkarmış olan binlerce insanın hayatlarının baharında bir fidanın sökülüp atılarak yok edilmesine neden olmuş olanların istekleri yapılıyor.Ancak, devletle barış içinde yaşamış ve yaşamakta olan Zazaların isteklerine kulaklar sağır kalıyor.Hatta sanki o katil kesimi küstürmek istemezmiş gibi zazacaya TRT 6 da güya lehçeymiş gibi kısa bir süre verilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sadece Türklerin değildir.Bazı Kürtçülerin dediği gibi Kürtler ve Türklerin de değildir.Bir devlet o topraklarda yaşayan her vatandaşın devletidir.Devlet, Zazaların da devletidir.Bunun için de devletin asli unsurlarından olan Zazaların isteklerine kulaklarını tıkamamalıdır.Eğer zazaların Zazaca Tv isteklerine uygun karşılık verirse Katilllerin TRT6 konusunda samimiyetsizlik var şeklindeki iddiaları da boşa çıkacak ; devletin gerçekten demokratikleştiği net olarak gözükecektir.Devleti yönlendirenler bu masum isteklere kulaklarını da tıkayabilirler.O durumda da samimiyetsizlik yaftası ve daha bir çok yafta üstlerine yapışacaktır.



II. Çözüm konusunda aydınlardan bugünlerde çeşitli sesler yükselmektedir.Bu sesleri incelediğimiz zaman aklı selimle hareket edenler olduğu gibi gaflet içinde hareket edenler olduğu gibi hıyanet içinde hareket edenler dahi görülebilmektedir.

De Gaulle çözümü veya De Gaulle olmak bu zamanın en moda çözüm stratejisi gibi gösterilmektedir.

De Gaulle ne yapmıştı şeklinde tarihi incelediğimizde görüyoruz ki Cezayir Müslümanlarının bağımsızlık savaşı zamanında milliyetçi biri olarak Fransız Devletinin yönetimine gelmiş ve Müslüman Cezayirlilere karşı olan savaşta başarılı olunamayacağını görerek Cezayir den Fransız askerlerini çekmiş ve Cezayir ‘in başında bir Fransız Hayranını bırakarak Cezayir ‘e bağımsızlığını vermiş kişidir.

Türkiye ‘deki olaya baktığımızda Kürt Irkçısı PKK ‘nın Müslüman olup Müslüman olmayan bir topluluğa karşı savaştığını iddia edebilecek hiç kimse yoktur.Diğer türlü bakılırsa buradaki durum aşırı laikçi PKK ‘nın yine laik bir devlete karşı çıkardığı bir harekettir.Ordaki durumla buradaki durum arasındaki ilk fark budur.

İkinci nokta bu örgüt kimleri temsil etmektedir?Sadece DTP ye oy vermiş olan Kürtleri ve Kürtleşip bu partiye oy veren diğer zavallıları.Bu noktada bunların muhatap alınması ne kadar doğrudur bunu anlayış sahiplerine havale ediyorum.

PKK ‘nın kendi isteğiyle silah bırakması meselesi ise imkansız bir olgudur.Onların silah bırakacakları tek bir durum vardır.O da Türkiye’nin bölünüp bir kısmının kendilerine verildiği durumdur.Bunun haricinde hiç bir şekil ve şartta silah bırakmayacaklardır.Zira aldıkları eğitim o şekildedir.Bir insanın veya topluluğun ne yapacağı dışarıya karşı olan ifadelerinden değil içeriye yönelik olan ifadelerinden ortaya çıkar.Hergün Roj Tv de dağa çıkma silaha sarılma çağrıları yapılırken bazı ( genel af gibi ) palyatif tedbirlerle silah bırakacaklarını zannetmek ahmaklıktır.Ancak , buna rağmen devlet suça bulaşmış olanla olmayanın ayrımını iyi yapmalıdır.

Bu örgüte silah bıraktırılması ancak ve ancak Ergenekon Terör örgütünün tamamen çökertilmesiyle mümkündür.Bir yerde ki silahlı topluluğa operasyon yapılıyor.Tam hepsi etkisiz hale getirilecekken gelen bir telefon geliyor ve asker çekiliyor.Onlar da devranlarına devam ediyorlar.Asker bunlara operasyon yapacakken askerin geçiş güzergahı bunlara bildiriliyor.Bunun neticesinde ya asker pusuya düşüyor ya da onlar sağ salim kurtulabiliyorlar.Bunun gibi hatta daha ötesinde yüzlerce olay bulunmaktadır.

Ergenekon ise sadece Türkiye deki değildir.Türkiye’deki ABD dekinin Türkiye şubesidir sadece.Kandile operasyon yapıldığında bir ABD görevlisinin telefonu üzerine operasyon yarıda kesilerek geri dönüldü.Zira o görevli ben havaalanına inmeden askerlerinizi çekeceksiniz demişti.Ve bu büyük Ergenekon un sağladığı destek de onların taraftarlarına bakın TSK ile bile baş ettik deme yalanını söyleme fırsatı vererek onlara moral destek oldu. Türkiye’nin büyük Ergenekon dan kurtulması ise ancak güçlü bir Türkiye ile mümkündür.Kuru kahramanlık edebiyatıyla ABD nin ,Rusya’nın veya Çin’in kucağına oturarak değil.Bu noktada PKK terörünün Türkiye güçlü bir ülke olana kadar süreceğini göstermektedir.



Tarih göstermektedir ki bu tip örgütler bir anda sona ermez.Ancak ateşleri hareketleri kısıtlanabilir.Bu örgütle ilgili alınması gereken önlemlerden biri doğu ve güneydoğudaki illerde Ergenekon ‘la en ufak teması olmuş güvenlik görevlileri amir ve komutanlarını bölgeden uzak tutmak olacaktır.Böylece bu örgüte hem silah ve lojistik desteği azalacaktır hem de bunların kasten yaptığı zulüm ve işkenceler sona ereceği için örgüte yeni katılımlar da engellenmiş olacaktır. Bürokraside doğu ve güneydoğudaki illere pozitif ayrımcılık yapılmalı.En iyi bürokratlar bu yörede görevlendirilmelidir.Bunlara gerekli ekonomik, sosyal ve güvenlik imkanları da sağlanmalıdır.



Ekonomik teşvikler konusu da elbette sürdürülmelidir.Fakat geçmişte teşvik alıp bunları suistimal edenlerin eserleri olan harabeler her tarafta tarihi eser gibi boy göstermektedir.Bu açıdan bu konu da yine iyi temiz ahlaklı ve çalışkan bürokratların bu bölgeye atanmasıyla ancak hayat bulacaktır.Diğer türlüsünde eski hataların tekrar edilmesinden başka bir şey yapılmış olmayacaktır.Hatta Diyarbakır’da sodes kapsamında çocukları terörden uzak tutmak için spora yönlendirilmesi kapsamında yapılan çalışmada bu çocukları ve gençleri çalıştıranların genellikle terör örgütü zihniyetli olması ya ahmaklıkla ya da ihanetle açıklanabilir.Burda da konunun çözümü yine iyi , temiz ve çalışkan bürokratlarda gözükmektedir.



Anadilde eğitim konusu ise yine biz Zazaların asimilasyonuna yol açabilecek bir konudur.Çünkü biz Zazacanın Kürtçe’nin bir lehçesi değil ayrı bir dil olduğunu devlet kademelerinde yeterince anlatamadığımız için böyle bir ihtimalin günümüzdeki ortamda gerçekleşmesi biz Zazaların asimilasyonuna yol açacaktır.Bakınız TRT6 da Zazaca Kürtçe ‘nin lehçesi olarak verilmekte ve o şekilde yayın yapılmaktadır.Bu noktada gelecek haftanın yazısında değerlendirilecektir.Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde sadece Zazalar değil Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan diğer etnik gruplar da Kürtçe’nin asimilasyonuna uğrayacaktır. Anadilde eğitim devletin köklü bir zihniyet değişikliğine gidip her yörede yaşayan vatandaşını sorun çıkarmış olsun veya olmasın onun etnik özelliklerine ve kültürüne hizmet götürmeye başladığı zaman gerçekleşebilir.Aksi takdirde örgütlü olanlar zavallı ve mazlumları kısa sürede hem de devlet eliyle asimile edeceklerdir.



Anadilde eğitim konusu diğer bir anlatımla devlet adil bir şekilde en küçük etnik topluluğu dahi belirleyip onun gerekli ana dilde eğitimini sağladığı zaman veya Zazaların kendilerini ifade edecek kurum ve kuruluşları olduğu zaman gerçekleşmelidir, şimdi değil.Bunun için de olağanüstü bir gayret göstermeliyiz. Aksi takdirde korkarım ki ezilen biz oluruz.

Çözüm her vatandaşın kendi anadilini öğrenmesini sağlamaktadır ; sorun çıkarmayanları sorun çıkaranın istediği şekle sokmakta değildir.Mesele sadece bununla da çözülmez.Çünkü bazı ahlaksal ve düşünsel engelliler de tıpkı devlete tapanların devletin her insanın her şeyini belirlemesini istedikleri gibi her ırka ayrı bir devlet peşindedirler de ABD de veya Rusya ‘da neden onlarca milletin bir arada tek devlet çatısı altında yaşadığını düşünemezler.Böyle bir ihtimale karşı da toplumun belli bir üst kimlik - ideal etrafında birleştirilebilmesi gerekir. Çözümün diğer bir ayağı da toplumu ortak bir ideal etrafında toplayabilmektir.Bu ortak idealin de bir ırk olmadığı açıktır.Zira herkesin ayrı bir ırkı vardır.Her ırktan olan niye benim ırkım değil de onunki diyebilir.Toplum ortak bir ideal etrafında toplanmazsa sadece demokrasi toplumu birleştirmeye yetmeyecektir.Haddizatında o sadece bir yönetim şeklidir.Hatırlayınız ve kontrol ediniz Osmanlı Devleti 1909 da bir yönetim şekli olan meşrutiyete geçtikten sonra Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmiştir, Yunanistan’ın Girit’ i ele geçirmiştir, Avusturya_Macaristan’ın Bosna_Hersek’ i topraklarına katmıştır .Bu sorunun cevabını ilgililere bırakıyorum.Kendi cevabımı daha önce vermiştim. Yazının bu noktasında kısaca başka bir konuya değinmem lazım. AK Parti‘yi bu yönde teşvik edenler muhtemeldir ki bu olayın oluşturacağı tepki yoluyla ondan kurtulmak istemektedirler.Daha önceki Kandil Operasyonu sırasında ABD basınında bunun hiç bir sonuç getirmeyeceği sadece AK Parti’nin doğu ve güneydoğu oylarını azaltacağını yazmışlardı.Nitekim öyle de oldu. Türkiye’deki sorun sadece Kürt sorunu değildir.Sorunu sadece Kürt sorunu olarak görmek körlüktür ve devlet mantığı açısından da akli bir sakatlıktır.Bugün Müslümanların da sorunları var , Alevilerin de sorunları var, zazaların da sorunları var.Hatta buraya yazmadığım onlarca etnik ve dini topluluğun da sorunları var.Sorun çözmede sadece bunlara eğilmek doğu da ki herkesi bir zamanlar bazılarının herkesi Türk saydığı gibi apaçık bir haksızlıktır.Bu sorunun çözümü yolunda halkın ve vatandaşın eksik yönleride olsa bir şekilde bu şerirlerin şerlerinden kendini kurtarabilmesini sağlayan kurum ve kuruluşları kaldırmak ise çözüm değil halkı ve özellikle bu tarafta ki ezilen halkın çoğunluğunu oluşturan Zazaların bunların insafsız ellerine bırakılması demek olacaktır.



İslam kardeşliği ile alay edenlerle hergün hertürlü medya organında islamla ve müslümanla alay eden ahlaksızlarla esasen hiç bir gelişmede sağlanamaz.Bunlardan bir gelişme, yumuşama ve uzlaşma beklemek akrepten zehirleme huyundan vazgeşmesini istemekten başka bir anlama gelmeyecektir.Sorunun çözümü halka inip halkı teker teker ikna etmektir.Bu cümleler kendilerine inandırıcı gelmeyen ahmaklar ya google arama motorundan Kürt sorununa çözüm yolları diye taratsınlar ve gelen sonuçlardan kürt ırkçısı medyanın yazarlarını ve onların okuyucu yorumlarını okusunlar.Ya da onların meşhur tv lerini biraz bu yönde araştırma gözüyle incelesinler.Anlayan ve için sonuç ortadadır.



Kürt Irkçılarının bu insaf ve ölçüye sığmaz hareketlerine rağmen bazı açılımların yapılması insanların kendi masum kültürel ve insani varlıklarını sürdürmeleri açısından şarttır.



Bu çözüm yolları ise şunlardır:



1.Köye ve diğer yerleşim yerlerinin eski isimleri herhangi bir başvuruya gerek olmadan derhal geri verilmelidir.



2.Resmî dil Türkçe olmakla birlikte bütün etnik grupların kendi kültürel varlıklarını devam ettirebilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.Hatta maddi imkanları olmayanlar maddi olarak desteklenmelidir.Anayasaya ikinci resmi dil olarak Kürtçe nin girmesi ise Zazaların Kürtler tarafından asimilasyonundan başka bir sonucu olmayacaktırBöyle bir durum kesinlikle gerçekleşmemelidir.



3.Resmi söylemlerdeki ve kitaplardaki etnik vurgudan vazgeçilmeli ve bunun yerine herkesin benimseyebileceği ortak bir söylem geliştirilmelidir.



4.İnsan haklarına tam olarak uyulması sağlanmalıdır.İşkence azalmış olmasına rağmen bunun sıfır seviyesine indirilmesi gerekmektedir.



5.Bölgeye gönderilen kamu görevlileri Ergenekon a Ergenekonî düşüncelere hiç bulaşmamış kişilerden seçilmelidir.



6.Ergenekon cuların cinayetleri ortaya çıkarılırken örgütün yaptığı infazlar adeta gözden kaçırılmaktadır.Bunların da uygun şekilde afişe edilerek örgütün büründüğü yalancı masumiyet maskesi yırtılmalıdır.



7.Bölgenin ekonomik olarak gelişebilmesi için yapılan teşvikler iyi niyetli bir girişim olmasına rağmen tarihte sürekli tekrarlanan bir hatadan başka bir olgu değildir.Bölgenin ekonomik olarak gelişebilmesi ancak Türkiye’nin güneydeki ve doğudaki devletlerle ekonomik ilişkilerini en üst seviyeye çıkarmasıyla mümkündür.Bunun için Irak,İran,Suriye,Azerbaycan ve diğer bölge ülkeleriyle ekonomik ilişkiler en üst seviyeye çıkarılmalıdır ki bu yollar üzerinde bulunan doğu ve güneydoğu illeri de ekonomik açıdan gelişebilsin ve cazip olsun.



8.Türkiye’de devlet içinde yaşayan bütün etnik grupların devleti haline gelmeli.İçindeki etnik grupların dış ülkelerdeki akrabalarının düşmanı olma politikasından vazgeçmelidir.Böylece hem bütün etnik grupların rahatlaması sağlanacaktır.Hem de onların destekçisi olduğu için dünya politikasında da bu durum Türkiye’ye yeni müttefik halklar sağlayacaktır.



9.Tarih kitaplarındaki tarih yeniden yazılarak insanları yaralayan söylemlerden çıkarılmalıdır.

10.Halka kamu hizmetleri kendi anadilinde verilmelidir.



11.Üniversitelerde bütün etnik grupların tabii ki bizim Zazaca nın da bölümleri kurulmalıdır.



12.Üniversitelerde bütün etnik grupların tarihine dair araştırmaların yapılabilmesi için en azından Zaza Tarihi gibi kürsüler açılmalıdır.



13.Demokratik açılımlar sadece Kürtçeye ve Kürt tarihine yönelik olmamalı ki halkta gerçekten demokratikleşildiği güveni doğsun ve Kürt Irkçılarının bunlar asimilasyon kurumlarıdır söylemi boşa çıksın.



14.Bu madde sadece bizim için Zazaca devlet tarafından resmen özgün ve özgür bir dil olarak tanınmalıdır.Kürtçenin lehçesidir politikasından vazgeçilmelidir.



Çözüm daha çok demokratikleşmeden geçiyor.Fakat, bu demokratikleşme son derece iyi düşünülmüş olmalı ve sorun çıkarmayanların değil de sorun çıkaranların haklarının verilmesi şeklinde olmamalıdır.





De Gaulle çözümü dedikleri çözüm eski deyimle “ ver kurtul “ seçeneğidir.Türkiye’nin ordusu mu bu savaşta başarısız olmuştur.Yoksa ilgili terör örgütü mü ? Açıktır ki ilgili terör örgütü silahlı alanda başarısızdır.Buna rağmen zaman zaman şok eylemlerle gencecik insanların hayatına kastetmektedir.Eğer yenilgiye uğramışsan verirsin ve kurtulursun.Türkiye’de ise öyle bir durumun olmadığı açıktır. Bakınız Çeçenistan da Çeçen mücahidler yıllardır savaşmasına rağmen Rusya Çeçenistan ‘ı verelim de kurtulalım diyor mu ? Devlet odur ki sürekli mücadele içindedir.Asker odur ki gerektiğinde canını verendir.Yan gelip oturarak devlet de yürümez.Askerlik de yapılmaz. Devleti yönetenlerin yapacağına ihtimal vermeme rağmen bazı ahmakların ileri sürdükleri fikirlerin iç yüzünü açıklamak üzere yazıyorum.





Verilsin deniliyor bazılarınca.Evet de neresi verilsin (! ).Bingöl mü bunlara verilsin.Yüzde altmışa yakına kendilerine oy vermediği halde derin çete organizesi ve tuzağıyla kazandıkları Iğdır mı kendilerine verilsin.Veya Mutki,Bitlis ,Çermik gibi kendilerine belediye vermemiş onlarca yer mi verilsin.Bunları bir yana bırakalım Diyarbakır ‘ın bunlara verilmesi bile onlara oy vermemiş yüzde otuzluk oy kullanan kesim ile kendi oy sayıları kadar olup ahmakça gerekçelerle oy kullanmamış bunlara da taraftar olmamış olanlara bir zulüm bir haksızlık olacaktır.



Ülke genelini ilgilendiren bu noktaların yanında biz Zazaları daha derinden ilgilnediren noktaları da bu konu içinde barındırmaktadır.Zira doğu ve güneydoğu da bunlara belediye teslim etmemiş direniş göstermiş olan kahraman yerler genelde Zaza yöreleridir.Allah göstermesin öyle bir ihtimal halinde bu Zaza yöreleri de bunların baskı , zulüm ve sultası altında kalacaktır.Sadece baskı ,zulüm ve sulta ile yetinilmeyecektir.Zazaca da lehçe statüsüne sokularak kısa sürede asimilasyona uğratılarak yok edilecektir.Torunlarımız Zaza olduklarını bile bilmeyecek ; hatta onların gönüllü askeri olmak aşağılığına kadar düşeceklerdir.Bunlara inanmayanlar onların hakimiyeti altına giren yerlerde Zazaların ve Zazaca nın ne halde olduğuna bakmaları yeterli olur.



Biz , aç tavuğun kendisini buğday ambarında zannetmesi gibi hareket etmiyoruz.Kerga veyşonı wıni vajo ji peynida tojidı onci veyşon monena.



 
  Bugün 134717 ziyaretçi (350095 klik) kişi burdaydı!
WİDYOYE CAYU ŞAARONDE ZAZAYO ( ZAZA YÖRELERİ VE ŞEHİRLERİ VİDEOLARI)

DÊRYE ZAZAÎ

WIYAYIŞ
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol